Birinci Dünya Savaşı
Tarihte yaşanmış iki tane dünya savaşı içerisinde, bizim de katıldığımız savaş olan Birinci Dünya Savaşı; yalnızca bizim yönümüzden değil dünya tarihi açısından da çok önemli gelişmelerin doğmasına neden olan bir dönüm noktasıdır. İşte bu büyük dünya savaşının olası birçok gelişmesi ve sonucunu Çanakkale Cephesi belirlemiştir.
Çanakkale Savunması
Çanakkale Savaşları, Birinci Dünya Savaşının 1915-1916 yıllarında, Gelibolu Yarımadasında Türklerle, Fransa, İngiltere başta olmak üzere tüm İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleridir.
İtilaf Devletleri, Osmanlı İmparatorluğunun başkenti İstanbul’u alarak İstanbul ve Çanakkale Boğazlarını ele geçirmek, silah ve erzak sevkiyatı için Rusya ile bağlantı yolu açabilmek amacıyla harekete geçmişler ve bunun için de ilk hedef olarak Çanakkale Boğazı’nı seçmişlerdi. Ancak dev gemilerle, uçaklarla, korkunç silah, asker ve malzeme üstünlüğüne karşın, dünya tarihinin belki de en büyük savunmalarından birini gerçekleştiren başta Mustafa Kemal Paşa, Esat Paşa ve Cevat Paşa’nın önderliğinde Türk ordusu, bu korkunç saldırıları önlemiş ve düşmanı geri çekilmek zorunda bırakmıştır.
Çanakkale Boğazı istihkâmlarının 3 Kasım 1914’te ilk kez bombardıman edilmesinden sonra 19 Şubat 1915’te başlayan deniz harekâtı 18 Mart’a kadar İtilaf gemilerinin ağır bombardımanı ve mayın arama gemilerinin çalışmaları ile Türk topçularının karşı ateşleriyle sürmüş, 18 Mart 1915 günü yaşanan deniz muharebeleri, Türk ordusunun kesin zaferiyle sonuçlanmıştır.
Savaşın Yazgısını Değiştiren Bir Komutan
İşte dünyanın ve Türkiye’nin yazgısını değiştiren Çanakkale Cephesinin en öne çıkan komutanları içinde o zaman Harput’a bağlı bir kaza olan Arapgir ilçesinden Cevat Paşa (Çobanlı) da yer almıştır.
Yöremiz insanı Cevat Paşa (Çobanlı)1871 yılında doğmuş, Galatasaray Lisesinin ardından 1894 yılında Harp Akademisini birincilikle kurmay yüzbaşı rütbesiyle tamamlamış, 1914 yılına kadar birçok önemli görevde bulunmuştur. 10 Ağustos 1914’te Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanlığına atanmıştır.
Cevat Paşa göreve başlar başlamaz Boğaz tahkimatının güçlendirilmesi için gece gündüz çalışmış, 3 Kasım 1914’te Çanakkale Boğazı’nın İtilaf Devletleri donanması tarafından bombardıman edilmesiyle başlayan Çanakkale Savaşları’nın deniz ve kara muharebelerine katılmıştır.
Çanakkale Boğazı savunmasının boğazın içinde yapılması gerektiğini savunan bir plan hazırlamış ve bu plana göre kadro dışına çıkarılan bataryaları tekrar kuruluşa aldırmış savunmanın güçlendirilmesi için en önemsiz vasıtalardan bile yararlanılmasını sağlamıştır.
Yöremizin gurur kaynağı Cevat Paşa 18 Mart Çanakkale Boğaz Zaferi’nin kazanılmasında büyük bir rol oynamış, deniz savaşlarının ardından, 9 Ekim 1915’te 14’üncü Kolordu Komutanlığına atanarak kara savaşlarında da görev yapmış, sonra da Güney Grup Komutanı olarak, müttefikler Çanakkale’yi terk edinceye kadar görevine devam etmiştir.
Belirtmeliyiz ki, Çanakkale’de Türk ordusunun kahramanlık destanının yazılmasında komuta kademesindeki subaylardan başlayarak tüm Mehmetçiklerin büyük katkısı olmuştur. On binlerce şehit verilen bu cepheye en çok asker gönderen yerlerden biri de Harput’tur.
Mirliva (Tuğgeneral) Cevat Paşa’nın Yanında Genç Bir Komutan: Yarbay Mustafa Kemal
“Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum! Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve komutanlar geçebilir!” diyen; Anafartalar’da, Kireçtepe’de ve Conkbayırı’nda tek başına aldığı kararla düşmanı yok eden, 19. Tümen’in başındaki büyük kahraman Mustafa Kemal Paşa’yla birlikte, Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Paşa, hem deniz hem de kara muharebelerinde görev yapan birkaç komutandan birisi olarak Çanakkale Cephesi’nde çok önemli bir yere sahip olmuştur.
18 Mart Zaferinin kazanılmasında da en büyük pay Mustafa Kemal Paşa ve Cevat Paşa’nındır.
Cevat Paşa’nın Anılarında Çanakkale
Cevat Paşa o günleri şöyle anlatmaktadır:
“Kaymakam Mustafa Kemal Bey’le beraberdik. Kirte’ye gittik, bu sırada düşman donanmasının Boğazlara doğru ilerlemekte olduğunu gördük. Gemilerin almış olduğu tertibata nazaran bunu alelade bir harekât olmadığına kani olarak hemen Alçıtepe’ye doğru geri döndük. Bu anda ilk taarruz mermisi başımızın üzerinden geçerek Alçıtepe’ye saplandı. Hemen Maydos’a (Eceabat) hareketle Mustafa Kemal Bey’den ayrılarak Çanakkale’ye döndüm”
Cevat Paşa’nın gelişi ile düşman gemisi Bouvet’in batışı aynı ana denk gelmişti. Cevat Paşa karargâha gelene kadar muharebeleri idare eden Selahattin Adil Bey, Cevat Paşa’nın komutayı devralmasıyla üzerinden çok zor ve büyük bir yük ve sorumluluğun kalktığını söylüyordu.
18 Mart günü düşmanın üç büyük zırhlısı battı, dört zırhlısı ağır hasar alarak savaş dışı kaldı ve yüzlerce askerini de kaybetti. Güneşin son ışıklarıyla birlikte donanmanın Boğazdan perişan bir şekilde çıkışını Dardanos Tabyasında izleyen Cevat Paşa, gemilerin ardından:
“Gittiler... Geçemediler. Geçemeyecekler.” diye yüksek sesle askerlerine seslendi…
Cevat Paşa’ya yıllar sonra 18 Mart 1915 gününün en değerli bu anı sorulduğunda: “O gün güneşin son ışıklarıyla Boğaz’dan perişan halde çıkmakta olan düşman filosunun görünüşü idi.” cevabını verecekti.
Cevat Paşa’nın 18 Mart zaferinden sonra 19 Mart günü Müstahkem Mevki birliklerine yayınladığı günlük emri şöyledir:
“Dünkü bombardımanda görevi başında büyük bir dayanıklılık ve fedakârlık gösteren bütün kahraman askerlerimizi düşman donanmasının uğradığı yenilgiden dolayı kutlarım.
Cuma ve pazartesi geceleri Yasin ve Fetih sureleri okunarak bu uğurda şehitlik mertebesine ulaşan silah arkadaşlarımızın aziz ruhlarına hediye edilmesini teklif eder ve o kahraman evlatların hiç şüphesiz şanlı Osmanlı tarihini aydınlatacak menkıbelerini gelecek nesillere bir yiğitlik örneği olarak aktarılabilmesi için layık oldukları saygıyla hafızalara kazınmasını tavsiye ederim.”
Basında Cevat ve Mustafa Kemal Paşalar
Cevat Paşa ile Mustafa Kemal Paşa’nın Çanakkale Muharebeleri devam ederken Tasvir-i Efkâr gazetesinin 5 Nisan 1915 nüshasında yayımlanmış fotoğraflarında ve altındaki yazılarda da onların kahramanlığına değinilir. Cevat Paşa ile ilgili yazı şöyledir:
“Makam-ı Hilafet-i Muazzamanın kapılarını İslam’ın en büyük düşmanlarının akurane savletlerine karşı kemal-i celadet ile muhafaza eden kahramanların zîşan ve asalet kumandanı” (Tasvir-i Efkâr, 5 Nisan 1915, s. 1)
Büyük Mecmua’nın 20 Mart 1335/1919 tarihli 3. sayısında da bu iki kahramandan şöyle söz edilir:
“Ezcümle (özellikle) Mustafa Kemal ve Cevat Paşalarla milletimizin kahramanlığı Çanakkale savaşlarında bütün dünyaya ispat edilmişti.
Tarih Çanakkale vakasını (savaşlarını) kaydederken hiç şüphesiz Mustafa Kemal ve Cevat Paşa’ların (Cevat Çobanlı, Türk Generali, 1871-13 Mart 1938) isimlerini de altın harflerle yazacaktır.
Tasvir-i Efkâr gazetesinin 3 Mayıs 1915’teki 1. sayfasında “Çanakkale Sahne-i Cidali: Galipler ve Mağluplar” başlıklı yazının altında Fransız General d’Amade ve İngiliz General Hamilton’la birlikte Cevat Paşa’nın fotoğrafı yer almıştır. Fotoğrafın üzerinde:
“Gelibolu Şibhi Ceziresinde şanlı ve bahadır askerlerimizin pek faik düşmana karşı gösterdikleri havarik-i celadet ve hamaseti teşkil eden asalet-i tesmiye ve necabet-i fıtriye ile mütecaviz Cevat Paşa Hazretleri” yazmaktadır.
Yine, Tasvir-i Efkâr gazetesinin 29 Ekim 1915 tarihli sayısında, İstanbul’u kurtaran komutanlar olarak Cevat Paşa ve Mustafa Kemal Bey’in fotoğrafları basılmıştır.
Cevat Paşa’nın resminin altında: “Çanakkale’yi muhacemat-ı bahriyeye karşı pek büyük iktidar ve maharet ile müdafaa eden ve mefahir-i milliyemize 5 Mart muzafferiyetini ilave eden Mevki-i Müstahkem Kumandanı necabet-i fıtriye ile mümtaz Mirliva Cevat Paşa” yazmaktadır.
Son Dönemleri ve Vefatı
21 Ekim 1923’te 3. Ordu Müfettişliği’ne atanan ve aynı zamanda memleketinin milletvekili olarak Elaziz Mebusluğu (Elâzığ Milletvekilliği) görevini de yürüten Cevat Paşa, 1924’te Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın isteği üzerine Elâzığ milletvekilliğinden istifa ederek Askerî Şûra üyeliğine atandı ve 7 Ocak 1925’te Musul ve 28 Kasım 1925’te de Irak sınırısorunları için Cemiyet-i Akvam’da (Milletler Cemiyeti) görevlendirilen heyetlerde “Askerî Müşavir” olarak bulundu.
Cevat Paşa, çok iyi derecede Almanca, Fransızca ve iyi derecede de İngilizce de bildiği için çeşitli yurtdışı görevlerinde ve komisyonlarda Türkiye’yi temsil etmiş, 13 Mart 1938 tarihinde de vefat etmiştir.
Çanakkale Savaşları’nın ve Kurtuluş Savaşı’nın kahramanları Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Cevat Çobanlı ve silah arkadaşlarını, bu topraklar için canlarını seve seve ateşe atmış kahramanları, tüm şehit düşmüşleri sonsuz rahmet ve saygıyla anıyorum…