Âlime sormuşlar; “Efendim en iyi neyi bilirsiniz?”
Âlim cevap vermiş; ‘’Haddimi bilirim!”
“Had” kelimesi durmamız gereken sınırları içerir. Haddini bilmek; kendi değer ve yeteneğini olduğundan üstün görmemek demektir. Bu nedenle her zaman olduğu gibi HADDİMİ bilerek, memleketin NİMETLERİNDEN ve devletin sırtından para kazandığı halde MEMLEKETİNE zerre faydası dokunmayan HADDİNİ bilmeyenlere bir çift sözüm olacak. Gazetecilik meslek hayatımın 16. Yılındayım. Çok siyasi geldi geçti, bir o kadar da yönetici, başkan vs. Elazığ’a faydası olan da oldu, zerre katkısı olmayanda… Şimdi; seçim arifesinde MAŞALLAH herkes memleket SEVDALISI, herkes ELAZIĞ sevdalısı ve herkes ELAZIĞ’a hizmete talip. Yazık… Vallahi de billahi de çok yazık… Yalan üstüne kurulan binanın YIKILMASI HAKTIR…
Malum DOĞU’nun İNCİSİ, PARİS’i dediler,
Gelen BAKAN baktı, giden BAKAN yine KUZU’dan budu yedi, SEKİZ KÖŞEYİ takıp poz verdi ve yine sadece baktı…
Seçim arifesindeyiz, siyasiler sahada CİRİT atıyor, yetmiyor nutuk çekiyorlar. Seçim dışında vatandaşı ve memleketi YABAN sayanlar şimdilerde vatandaşın yamacından ayrılmıyorlar… İşte tam bu noktada önümüzde ki seçimler değerli Elazığ halkı ve Elazığ’ın geleceği adına büyük önem taşıyor. Millete DAYATILAN adayları TURAN Gazetesi olarak ELAZIĞLIKAR DAYATMA VEKİL İSTEMİYOR başlığıyla değerli kamuoyuna aylar öncesinden duyurmuştuk. Bu nedenledir ki Elazığ halkı kimi VEKİL seçeceğine ve Elazığ’ın geleceğinde kimi söz ve yetki sahibi yapacağına çok iyi karar vermeli ve oyunu o şekilde kullanmalı diye düşünüyorum. Çünkü; şu memleketin bu kadar ciddi sorunları varken, siyasilerimiz, yetkililerimiz, başkanlarımız KERMES açtı, ÇORBA-AŞURE dağıttı, kültür kisvesi altında güya ELAZIĞ’ı tanıtıyoruz diye DAVUL-GIRNATA eşliğinde büyükşehirlerde ÇEPPİK çaldı, halay çekti, KOFİK yedirdi, ayran içirdi… Hemen yanı başımızda ki memleketler ‘çatır-çatır’ gelişip kalkınırken, siyasilerin BASİRETSİZLİĞİ nedeniyle Elazığ her daim YERİNDE saydı…
ŞAKŞAKLANDIKÇA ZEVKE gelenleri bol bol ŞAKŞAKLADILAR… Bunlar ELAZIĞ’IN gerçekleri!...
Kızın, bana köpürün ama bu GERÇEKLERİ değişmiyor… Eleştiri sınırlarını aşmadan, kimseye hakaret etmeden eleştirmek bir gazetecinin en doğal hakkıdır diye düşünüyor, bu memleket için CAN ‘beri’ kalır diyorum…! Memlekete 1 çivi çakanın elinden öpüyor, memleketin ekmeğini yediği halde YALAN ÜZERİNE duvar örenleri de KINIYOR ve SEVMİYORUM...! Nereye kadar böyle gidecek bu memleketin hali… En doğrusu; bu ELAZIĞ’IN hali ne olacak? Bakın ben kaleminden KAN damlayan çok büyük ve bir o kadar da KADİRŞİNAZ köşe yazarları kadar SÜSLÜ cümleler kuramam. Lakin memleketin hali hal değil diye, yıllardır kafaya taka taka ÖMRÜM gitti.
Yazılıyor, çiziliyor, emek veriliyor; sorunlar dillendirilip yetkililerin çözmesi veya çözüm noktasında hareket etmesi adına MASAYA yatırılıyor. Yatırılmasına yatırılıyor lakin; sonuç hep aynı! Elazığ’da yatırım yok, yatırımcı gelmiyor, mevcut KANGRENLEŞMİŞ sorunları sürüncemede kalıyor ve bir türlü çözüme kavuşturulamıyor. Belki bu köşede mevcut sorunları madde madde yazmaya kalksam bitiremem… O kadar çok sorunlar var ki memlekette saysan dilde TÜY biter…!
Velhasılıkelam; seçimler kapıda, adaylar ortada…! Elazığ’ın sandıkta vereceği karar bu makus talihinden kurtulabilmesi ve hak ettiği yatırım ve hizmetleri alabilmesi adına hayati önem taşıyor…