FAİK AĞABEY
“Memlekete sahip çıkmaya geldim! Elazığ Elazığ olacak!” Sloganıyla aday adayı olan sahnelerin sempatik ve mizahi sanatçısı Faik ÖZTÜRK, Televizyon Kanalı’nda bir programa çıkmış konuşurken bende patronun iftar davetin de orucumu açmış çayımı içidim. Nasıl ekranda İYİ Parti 28. Dönem Milletvekili Aday Aday adayımız Faik ÖZTÜRK’ü görünce, ‘’Patrona tüh patron programı kaçırmışım baştan izleseydim, köşeme yazardım.’’ Dedim. Patron dur sana onun bizzat Televizyonda kendisinin anlattığı bir olayı anlatayım onu yaz dedi. Dikkatle dinledikten sonra Faik ÖZTÜRK ve Safiye SOYMAN yengenin mizahi olayını sizler için yazim.
Faik Ağabeyle, Safiye Yenge gidip bir kuş alırlar. Kuşçu, kuşu poşete koyup verir. Eve gelen çiftimiz farkında olmadan diğer malzemelerle beraber poşette ki kuşu da buzdolabına korlar. Bir süre sonra kuş akıllarına gelir ve gidip dolaptan poşeti çıkarırlar. Kuş üşüdüğü için Faik Ağabey nenesinden duyduğu bir tedavi yöntemini uygulayıp bir parça pamuğu benzine batırıp kuşa koklatır. Kuş biraz kendine gelip uçtuktan sonra pat diye yere düşer, devreye giren Safiye Yenge; ‘’Faiiiik kuşun benzini bitti.” Diye seslenir…
Bugünlerde Elazığ’a gelip milletvekili aday adaylığı için başvuruda bulunan Faik ÖZTÜRK Ağabeyimize başarılar dilerim. Yolu açık olsun!
***
HASAR RAPORU
Oruç tutmaya heveslenen çocuklara hevesleri kaçmasın diye başında ortasında ve sonunda oruç tutarsanız bu iş tamamdır derlerdi. Buna benzer bir adette benden oluşmuştu. Yalnız benim ki biraz daha farklı. Dostlar akrabalar sağ olsun her ramazanda hemen hemen her gün iftara davet ederlerdi. Bende kırmamak için başı ortası ve sonu hariç her davete giderdim. Kendim için değil sırf onlar sevap kazansınlar diye! Neyse bu adet yıllarca devam etti. Daha sonra kimi zaman ekonomik kimi zaman da zorunlu sebeplerden dolayı gün geçtikçe davetler azalmaya başladı. Pandemi ve deprem de tuzu biberi oldu. Kimseye suçlamim hepsi de geçerli sebepler. Yalan yok bende iftar davetleri geleneğimiz kaybolmasın diye kimsenin davetini geri çevirmedim. Bu sene ramazanda kendi kendime bir karar aldım ve dostlarıma arkadaşlarıma ilan ettim. Kararım şuydu, Bilim iftarlarda beni aranızda görmek istisiz. Bende sizi kırmak istemim ve gelmeye çalişım. Yalnız beni davet ederken lütfen davet edeceğiniz mekânın depremden sonraki raporlarını bana gösterin. Hasarsız ya da az hasarlı binaların haricinde ki yerlere gelmeyeceğim. Kendi binanızda olmayıp başka bir mekânda olsa oraların da raporlarını görmem lazım. Bence sağlığınız için sizde aynısını yapın. İşi tesadüfe bırakmayın.
***
KAYISI KENT
Şu an bölgedeki en CAZİP şehir Elazığ!
Neden mi? Civar şehirlerdeki insanlar akın akın Elazığ’a geli. Bunu yollardaki araba plakalarından ve esnaflarımızdan öğrenik. Hatta bir ilçemizin nüfusu rekor kırmış durumda. Geçen sene nüfus tabelasının fotoğrafını çekmiştim. O zaman 5250 civarındaydı. Bugünler de ise 50 binler den bahsedili. Bu ilçemiz yakın da il olabilir. Nasıl mı? Sayın Bahçeli Elazığ’a geldiği zaman söylersek kesin il olacak ilçeler listesine gireriz. Daha adı değişir mi, aynı mı kalır onu bilemem. Değişirse ‘Kayısı Kent’ olabilir. Hangi ilçemizden mi bahsedim? Elbette ki Baskil’den. Demek ki depremden etkilenen binlerce insan güvenilir liman olarak Elazığ’ı seçmiş. Yıllardır göç veren şehrimiz nüfusu depremden sonra artmaya başlamış. Bu artışın etkileri neler olur? Kalıcı mı olur? Geçici mi olur? Onu da zamanla göreceğiz. Yetkililer bu konu hakkında herhalde çalışmalara başlamışlardır.
***
SİNİR HARBİ
Derler ki bir insanı delirtmek için 40 gün deli deyin, 40. günün sonunda delirir. Artık deli demenize gerek kalmadı. Bir adamın yanına gidin tutmadığı partinin adını söyleyip o partiye oy vereceğinizi anlatın. Bakın 40 değil 20 gün sonra nasıl deliriyor. Parti taraftarlığı öyle bir hale geldi ki kimsenin kimseye tahammülü kalmamış. Bunu sokak röportajlarında görmek mümkün. Lütfen biraz sakin olalım.14 Mayıs tan sonra yine yüz yüze bakacağız.
HAFTANIN FOTOĞRAFI: