BİR GARİP BEDO

BAKAN!

Elazığ Bakan bekli ya, niye beklisiz? Gardaş Bakan benim!

40 senedir izdivaç için kendime uygun birine bakan benim!

Türlü bahanelerle armutun sapı üzümün çöpü diyerek Bakan rekoru kıran da benim!

Boşuna Ankara’dan Bakan beklemeyin. Bakan Bedo zaten Elazığ’da yaşi. Rekorunu da kimseye kaptırma niyetin de değil. Geçenler de bir şey duydum. Bekarları bakan durumundan kurtarmak için evlendirme kredisi verilermiş ama yaş sınırı koymuşlar. Bence yaş meselesini bir gözden geçirsinler maddiyat yüzünden 30 yaşını devirip evlenemeyen onlarca bakan var. Neyse benim bakanlığım resmiyete kavuşunca bu konuya el atarım. Benim gibi Bakanlardan destek beklim!

Sabahtır yazim ama acaba Elazığ’ın beklediği bakanla benim bahsettiğim bakan biraz farklımı oldu ne? Ne yapam Gardaş Bakan’lık meselesi başıma vurmuş ya onun için karıştırıp durim. Aklıma gelmişken yazayım daha önceki yazılarımdan birin de bizim ‘’Ahiret İşleri Bakanı’’ olduğunu yazmıştım. Rahmetli olan bir Metin abimiz vardı kendisini ‘’Ahiret İşleri Bakanı’’ ilan etmişti. Demek ki Metin Abe’nin de kalbine ayan olmuş. Elazığ’ın Bakan hayali Ahirete kadar sürer diye. Diyorum ki bir an önce bize bir Bakanlık verin yoksa kafayı yiyeceğiz.

***  ***  ***

SPOR YAZARLIĞI

Benim spor yazarlığı hayalim ne zaman başladı bili misiz? Elazığspor’un Atatürk Stadyumu’nun açılış maçında başladı. Bu maçı basın tribününden izlemek isteyince dediler ki Çoşkun Kamaç’a müracaat etmen gerekli. Bende baba dostu Coşun Beye müracaatımı yaptım. O da bana oraya girmenin şartlarını saydı, şartlardan en önemlisi spor yazarı ya da muhabiri olmak ve sezon başında müracaat etmek gerekli deyip kapıyı gösterdi. Etme eyleme Gardaş biz eski dostuz babanla benim babam arkadaşlardı her gün yüz yüze bakik aynı tastan su içmişiz bul bir çare filan derken o da ısrarlara dayanamayıp bu maça özel bir çözüm yolu buldu. Hatta ona, ‘’Gardaş ben Yeni Atatürk Stadyumu’ndaki ilk maçı basın tribününden izlersem aşka gelip eski günlere ait anılarımdan oluşan bir köşe yazısı filan da yazarım’’ Deyince iş çözüldü ama Coşkun inatçı biri. Geçenlerde yolda beni görünce, ‘’Hani yazı söz vermiştin ayıp olmi mi?’’ diye sorguya bile çekti bende, ‘’Gardaş araya seçim girdi yazı hazırdı ama fırsat bulamadım’’ filan deyip yırttım.

Gelelim sadede, kafaya taktım bundan sonra fırsat buldukça sporla ilgili mizahi yazılarda yazıp gazete de spor sayfasında yayınlatıp, Atatürk Stadyumu’nda Basın Tribünü’nde maç seyretmenin yolunu bulacağım. Hatta sezon başlarında akredite mi ne diyiler işte onu da yaptırıp Yeni Atatürk Stadyumu’nun basın tribünündeki daracık koltuklarında maç seyredeceğim. Burada patronumuz Murat Turan’a da bir uyarım olacak, patron ya sezon başlayana kadar biraz zayıfla ya da basın tribünün de maç izlemeye gelme. Zira koltuk araları çok dar sana sıkıntı yaratır. Ben fazla iri olmamama rağmen zor sığdım. Coşkun Gardaş bak şimdiden dilekçemi yazdım. Lütfen gereğini yap. Sezon başlayınca bana kapıyı göstermeyesin. Spor yazım da hazır en kısa zamanda yayınlayacağım.

***  ***  ***

NERELİSİN

Yeni Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan oldu, Hayırlı olsun. Gelelim bizi ilgilendiren kısmına Elazığ bizim hemşehrimiz, Malatya’da yok bizim hemşerimiz diyor. Kendisi de 1982 İstanbul doğumluyum demiş. Şimdi kendisinden kökeni hakkında açıklama beklik! Bacım senin anan, baban, deden, nenen hatta büyük deden, büyük nenen nereli? Ucu nereye dayani? Elazığ’a mı Malatya’ya mı? Bir zahmet açıkla da bizde bu kafa karışıklığından kurtulak! Bilisin işte mevzu aynı, iki ilde seni sahiplenme telaşında. Kimin hemşerisi olursan o il kurtuluşa erecek. Bizim sıkıntımız Bakan çıkaramamak hemşerimiz olduğun kesinleşirse başkanlıkla avunacağız. Eğer Malatyalı olduğun ortaya çıkarsa Malatyalılar da bize bir gol daha atmanın keyfini yaşayacak.

***  ***  ***

GEÇMİŞ OLSUN YÜCEL ÇAKMAK!

Gazetemizin ve Elazığ’ın saygın yazarlarından en son Ahçik romanını da yazan değerli adaşım Gazeteci Yücel Çakmak şu an Fethi Sekin Hastanesin de tedavi görmekte. Daha önce Fırat Tıp Merkezi’nde tedavi olurken ziyaret ettiğimde de orda kendisinin hastane hakkındaki görüşlerini alıp kafam da bir yazı tasarlamıştım ama yazmak nasip olmamıştı. Bugünlerde ise sosyal medya hesabından şu an tedavi gördüğü Fethi Sekin Hastanesi hakkında olumsuz durumları paylaşınca hastane yetkililerini buradan uyarma lüzumu gördüm. Yücel Çakmak’ı bir an önce tedavi edip hastaneden taburcu etmezseniz kesin en kısa zaman da orda sonu hüzünle biten "Fethi Sekin Hastanesi" romanını yazabilir. Romanlarının da iyi sattığını da belirteyim, okumayan kalamaz.  

HAFTANIN FOTOĞRAFI: