BİR GARİP BEDO

CELAL ÖZER’E VEFA GECESİ…

Hafta sonları Elazığ’ın köylerini ilçelerini gezip yazan ben, hafta içlerinde şehrimizdeki etkinliklere katılmayı kendi kendime vazife saymışım…

Niye bili misiz? Bu etkinlikleri kaleme almayı çok sevim. Çünkü bazı olayları gözümle görüp yazınca, bunlardan mahrum olanlar bir nebze olsun bilgi sahibi oliler…

14 Aralık 2022 akşamında, yine böyle bir etkinliğe ‘Vefa Gecesine’ katıldım…

Hüzünlendim, sevindim, eğlendim…

Büyük bir sanatçımıza vefa borcumuzu ayakta alkışlayarak ödemeye çalıştık. İnşallah kabul etmiştir ödeyişimizi...

Lafı fazla uzatmadan sanatçımızın adını yazayım ‘’Celal ÖZER.’’

Heyecanlandız değil mi? Program tabii ki diğer tüm programlarda olduğu gibi protokolün ve önemli birkaç kişinin konuşmasıyla başladı. Eyvallah konuşsunlar konuşmaları geceye renk kati ama Gardaş hangi programa gittiysem illa birilerinin yaptıkları, programla alakalı olmasa bile anlatili!

Tamam Gardaş bilik yapmışsız, inkar mı edik? Ama müsaade edin de biraz da program ne için yapılmışsa ona odaklanalım değil mi? Bakın gelmişiz ‘Vefa Gecesini’ izlemeye, bu protokolün konuşmaları var ya işte o esna şekerleme için bulunmaz bir fırsat…

Neyse fazla uzun sürmedi de hemen sanatçımızın geçmiş dönemlerine ait görüntüleri ekrana yansıdı ve bende izlerken daldım gittim yetmişli seksenli yıllara…

Plak kaset dönemleri, gazinolar, sinemalar, geçmiş dönemin sanatçıları ve ileri gelen insanları bize izletildi. Sanatçımızın hayatından kimler geçmiş kimler…

Şimdi burada yazsam sayfalara sığmaz.

Maksim Gazinosu’nda bile sahneye çıkan, kasetler, plaklar yurt içi ve yurt dışı konserleriyle dolu bir sanat hayatı…

Gençliğinden, müzik dünyasına adım atmasından, geçtiği yollardan bugüne kadar ne varsa bize izletildi. Ardından üç tane sanatçı arkadaşı birkaç aile dostu sahnede sanatçımızla ilgili anılarını ve bilmediğimiz olayları anlattılar. Hatta bir dostu, sanatçımızın İstanbul’da 300 haneli bir sitede oturduğunu ve bu sitenin sakinlerinden 110 tanesinin Elazığlı olduğundan bahsetti. Birde sanatçımızın ne kadar iyi bir aile babası olduğunu söyleyip komşuları tarafından da çok sevildiğini anlattı.

Bir ara sanatçı arkadaşlarından biri hüzünlenip gözyaşlarına engel olamayınca sanatçımız oturduğu yerden seslenerek; ‘’Ne oli Gardaş daha ölmedik!” Diye biraz sitem etti…

Yani ağlamanın sırası mı?

Bu mutlu ‘Vefa Gecesinde’ ağlamak için değil eğlenmek için buradayız demek istedi herhalde…

Zaten öyle de yaptı. Çıktı sahneye aldı mikrofonu eline daha ben ölmedim diyerek başladı birbirinden güzel parçaları seslendirmeye. Gerçekten ölmediğini gösterdi. Ağzan sağlık CELAL Abemiz...

Gençliğimizde dinlediğimiz birbirinden güzel türküleri ona eşlik ederek biz de mırıldandık.

Mırıldandık diyim çünkü sesimiz çok güzel olmadığı için, fakat iyi alkış çaldık.

Türkülerine alkış çalarak eşlik ettik. Program sonlanınca ayağa kalkarak dakikalarca ayakta alkışladık. Ayakta alkışlanmayı hak eden bir sanatçımızın ‘Vefa Gecesine’ katılmak ve gecenin canlı şahidi olmak çok güzel bir olaydı. Sanatçıları ölmeden hatırlama ve onlara ‘Vefa Geceleri’ düzenleme fikrini ortaya atan, gerçekleştiren belediye başkanımıza da teşekkür ederiz.

Program bitmiş tam giderken önlerden bir vatandaş ayağa kalkarak seslendi; ‘’Başkanım Celal Abimizin adını bir yere verirmişiz.” Dedi. Belediye Başkanı programda olmadığı için yardımcısı; ‘’İnceleyip değerlendireceğiz.’’ Diye cevap verdi, Hadi hayırlısı bekliyek görek…

HAFTANIN FIKRASI:

Yüzü gözü mosmor bir kadın doktora gitmiştir.

Doktor: ‘’Hanımefendi ne oldu size?’’

Kadın: ‘’Doktor Bey, ne yapacağımı bilemiyorum. Kocam ne zaman içip de eve sarhoş dönse beni bayıltana kadar dövüyor.’’

Doktor: ‘’Bu konuda size çok işe yarayan bir çözümüm var hanımefendi. Kocanız sarhoş olarak eve geldiğinde elinize bir bardak şekerli çay alın ve kocanız yatıp uyuyana kadar ağzınıza alacağınız bir yudum çayı ağzınızın içinde sürekli dolaştırın.’’

İki hafta sonra, aynı kadın eli yüzü düzgün şekilde doktoru ziyaret eder...

Kadın: ‘’Evet doktor bey harika bir çözümdü bu. Kocam eve sarhoş geldiği her seferinde, yatıp uyuyana kadar ağzıma bir yudum çay alıp ağzımı çalkalar gibi ağzımda dolaştırdım ve kocam bana hiç dokunmadı.

Doktor: ‘’Gördünüz mü, ağzınızı kapalı tutmak ne kadar çok işe yarıyor.’’

HAFTANIN FOTOĞRAFI: