MİLAD’IN MUTFAĞI
Geçen perşembe istikamet doğru Milad'ın Mutfağıydı…
Milad Gardaş davet edince koşa koşa gitmedim, arabamla tıngır mıngır gitmek zorunda kaldım ve trafik sıkışıklığından dolayı son anda yetiştim. Aslında suç biraz da bendeydi programa bir saat kala yola çıkılır mı? Ta İzzetpaşa Camisi’nin oradan Abdullahpaşa mahallesine gideceksin! Tabii ki zor kavuşursun diyenler olacaktır. Ne bilem işte yaptık bir hata. Artık sabah namazından sonra yola çıkarım. Milad’a trafik sorununu anlatınca, Belediye Başkanını savunup ‘’Abe alt yapı falan filan’’ dedi. Olabilir ne diyem ki…
Kanal Fırat'ın kapısından içeri girince tesadüfen Zeki Akbıyık, Coşkun Kamaç ve Dr. Mücahit Yıldız’la karşılaştım. Sanki anlaşmışlar ve bana, ‘’tok karnına geldin değil mi?’’ diye uyarıda bulundular. Ben ise ‘’Gardaş Miladın mutfağına geldim. Nasıl Tok olayım. Beni aç bırakacak değiller ya’’ dedim. Manalı manalı yüzüme baktılar. Program başladı ve mesleğim, çevrem, ailem, kitaplarım, kitaptan seçtiğimiz bölümler, geçmiş ve gelecek gibi konular üzerinden sohbetler yaptık. Yalnız benim gözüm günün yemeklerindeydi. Fırın da Su Böreğinin piştiğini göridim. Program esnasın da bir de önümüze barbunya yemeği konunca rahatladım. Aşçımız Gaziantepli Aleyna Hançer hanıma içimden dua ettim. Aleyna hanımın meslek yüksekokulu Aşçılık bölümü öğrencisi olduğunu da sonradan öğrendim. Milad ise bu programa katılanlar aç kalır tezini çürüttü. Çaylar, tatlılar, börekler ve yemekler…
Hem de canlı yayında! Daha ne olsun. Yedik, içtik, muhabbet ettik ve çarığımıza bakıp çıktık. Çarık demişken aklıma bir şey geldi. Programdan sonra bana mesaj atan biri, ayakkabıların çok güzeldi yenimi almıştın ayna gibi parlidi dedi. Bende yok bacım bu ikinci senesi dedim. Demek en çok ayakkabılarım dikkat çekmiş. Programı izleyen mesaj atan ve beni programına davet eden Milad Gardaşa teşekkürlerimi sunarım.
**** **** **** ****
Bİ KIRTİK
Yav Gardaş!
Eve giderken, canım biraz kadayıf çekince yıllardır aldığım yere uğradım. Genel de ev yapımı cevizli kadayıfı alırım. Fıstıklı burma falan hoşuma gitmez! Neyse, baktım tepside üç dilim kalmış, kalanın hepsini ver diyerek aldım…
Hele bende ki havaya bakın, sanki Malatya yolunda arsa alim. Durun durun birazdan üç dilime verdiğim parayı duyunca arsa alsaydım daha iyi olduğu ortaya çıkacak. Dilimler öyle çok büyük değil ha! Bir dilimi ağzı büyük biri tek seferde götürür yani. ‘’Kaç lira’’ dedim ve ‘’105 lira’’ cevabını aldım. Hemen parayı üçe böldüm ve kadayıfın diliminin 35 liraya geldiğini öğrendim. Yani hesaplasak, kitaplasak ve metre kareye tamamlasak arsa parası gibi bir şey olur herhalde…
Şöyle bir maziye daldım, çok değil daha üç sene önce kilosu 30 liraydı. Bugün ise bir kirtiği 35 lira olmuş. Kırtik ölçü birimini her Elazığlı bilir işte. Bilmeyenler Elazığlı tanışlarına sorsunlar. Durun biraz, tarif edem; hani o elizle ufak bir lokmayı gösterisiz ya işte biz Elazığlılar ona bir kirtik diyik…
Uzmanlar, tatlı yedikten sonra hemen su içmeyin diyor değil mi? Ben de ise bir kirtik kadayıfa 35 lira verdikten sonra, 24 saat su içmeyin ki tadı damağızdan gitmesin diyim. Hem sağlığınıza hem cebize faydası olur.
**** **** **** ****
PAS SİLİCİ
Hadi gelin size bir pas silici tavsiye edem. Yalnız bu pas silici demirdeki filan pası silmi. Kulaklardaki pası sili. Elazığ’da bu pas siliciyi çeşitli yerlerde bulabilirsiz!
Peki, ‘’Tavsiyen ve bahsettiğin pas silici nasıl buluni’’ diyisez hemen yazam…
Harput müziği…
Kulaklarda pas mas bırakmi!
Nerde duyarsaz veya nerde Harput müziği varsa gidin dinleyin kesin tedavi olursuz.
Kulaklarız pas tutmuşsa eğer…
Mesela, ben geçen hafta Fırat üniversitesi kampüsündeki Atatürk Kültür Merkezi’ne gidip şef Ahmet Tevfik YUCASU’nun yönettiği Fırat Üniversitesi Harput Müziği korosunun konserini izledim.
Şahaneydi…
Koro şefimizle beraber tam 23 kişiden oluşmuştu.
Resmen sahneye plakamızı yazmışlardı ne kadar ince bir düşünce.
Çalgı ve folklor ekibiyle kulak tedavisi yaptılar.
Tüm ekibi tebrik ederim…
**** **** **** ****
YILIN FOTOĞRAFI…
Söz konusu Elazığ ise gerisi teferruattır…
Yılın fotoğrafı olmaya aday görsel salı günü basına düştü.
Fotoğrafı karşıma alıp inceledim.
5 Milletvekilimiz, Belediye Başkanımız, Valimiz Rektörümüz...
Aynı karedeler.
Bakan beyi ziyaret edip, Elazığ’ın sorunlarını dile getirmişler.
Bizim özlediğimiz ve olması gereken tablo da bu zaten.
Söz konusu Elazığ’ın çıkarları olunca, bir araya gelin birlik ve mutluluk pozu verin. Sonrasında ise dönüp partilerinize ya da işiniz başına gidin ve ne yapisez yapın. Orası bizi pek de ilgilendirmez. Benim veya bizim için önemli olan Elazığ’ın çıkarlarıdır.
Yıllar sonra sağlanan bu mutluluk ve birlik pozu bence yılın fotoğrafı olmayı hak etmiştir. Bende gereğini yapıp haftanın fotoğrafı olarak seçtim. Yılın fotoğrafı olur mu, olmaz mı ona da halkımız karar verecek…