BİR GARİP BEDO

HARPUT NEREDEDİR?

Türkiye'nin herhangi bir yerinden Elâzığ otobüsü, uçağı veya trenine binersin garajlarda, garda yâda havaalanında inersin. Taksiye binip yeni caminin oraya gelirsin Harput yazan dolmuşlara binersin 1999 yılın da tam güneş tutulmasının en güzel izlendiği yer olduğu için yolu duble yol yapılan kıvrımlı ve dik yoldan giderek on beş dakika sonra bir yerleşim yerine ulaşırsın. Sarahatun camisinin önünde inip etrafı dolaşmaya başlarsın. İşte burası HARPUTTUR. Doğu Anadolu bölgesinin en önemli şehirlerinden biri olan Elâzığ’ın ovaya inmeden önceki yerleşim merkezidir ve Elazığ’dadır.

Sonradan mahalle olan binlerce yıllık bir geçmişe sahip olan tarihi yere Harput denmektedir.

Hadi gelin size daha ilginç bir bilgi vereyim.

50'ye yakın il gezmişim ve benim Elazığlı olduğumu öğrenenlerin benden en çok öğrenmek istedikleri konular şunlardı.

Harput, Palu, Keban, Orcik, Peynir, Badem Şekeri…

Yalnız Harput’un Elazığ da olduğunu bilmiyenlere takılmamak lazım. Zira Erciş ve Hasan keyfin  de nerede olduğunu bilemediler. Yani sorun halkın kültür seviyesi ile ilgili. Elazığ’ın Van’ın Doğu Anadolu da bir şehir olduğunu bilemeyen Harput’u Ercişi Hasan Keyfi mi bilecek.

*******          *******          *******

TABELA ASILDI

Elazığ’ın tam göbeğin de joker bir bina var. Valilik oldu Emniyet müdürlüğü oldu karakol oldu. Yıllarca boş kaldı. Şunu yapak bunu yapak dendi. Üç beş sene de bir bu boş binaya milyonlarca lira harcanıp restore edildi, kaderine terkedildi hatta iki büyük deprem de yıkılmayıp ayakta bile kaldı. Ben de iş yerimin karşısında ki bu binayı hemen hemen her gün seyrettim. Hani benim o duvara yaslanıp etrafı seyrettiğim İzzetpaşa camisinin duvarı var ya bana yazılarımda ilham kaynağı olan duvar. İşte gene o duvara yaslanıp etrafı seyrederken tam karşımda ki eski valilik binasının önün de bir hareketlilik olduğunu gördüm. Dikkatli bakınca binanın önünde vinç ve tabela yüklü araçları ve bir şeyler yapan görevlileri fark ettim. İşi gücü bırakıp buraya odaklandım. Telefon elim de ve fotoğraf, video çekmeye başladım. Olayı da çözdüm. Bina yakın bir tarihte kent müzesi yapılmaya karar verildiği için aylardır burada hummalı bir çalışma vardı ve bugünlerde sona gelinmişti. Hatta yerel seçimlerden hemen önce kent müzesi olarak açılacaktı ama ertelenmişti. Neyse İşte öyle yâda böyle bugüne gelinmişti. Kent müzesi çalışmaları tamamlamış iş tabelanın asılmasına kalmıştı. Binanın önünde ki hareketliliğin sebebi de buymuş. Nihayet "kent müzesi" yazan tabela asıldı ve bina müze olarak ziyaretçilerini beklemeye başladı. Resmi açılış yapılsın gidem İçinin fotoğraflarını da bizzat kendim çekem paylaşam hele bakın kent müzemiz nasıl olmuş.

*******          *******          *******    

EKİM AYI

Ekim ayı çekim ayı. Nasıl mı? Elazığ tüm cazibesi ve nimetleriyle gurbette ki hemşerilerimizi bu ay da Elâzığ’a çeki.

Ekim ayın da gurbette ki Elazığlılar tek ya da ailece bir kaç günlüğüne memleketlerinin yolunu tutup önce ufak bir sülale turu yapıp mezarları ziyaret edip kışlık yiyeceklerini temine başlarlar. Peynir, salça, bulgur, yeşil sabun, kofik, kavurma, kak, tarhana, bal, turşu gibi yiyeceklerden gücü yettiğince alıp doğru şehirlerarası otobüs terminaline gidip sıkı pazarlıklar dan sonra paketlerini otobüslere verip kendileri de gidecekleri yerlere uçak varsa uçakla yoksa kendileri de otobüse binip geldikleri şehirlere dönerler. Tüm bu işler genel de Ekim ayına denk geldiği için Ekim ayına çekim ayı dedim. Yazımı yazdıktan sonra. Sosyal medya da değerli sanatçımız Esat Kabaklı nın bir projesini gördüm. Esat Kabaklı da Ekim ayını işaret ederek bu ayda belli bir günde gurbetteki hemşerilerimizin yılda bir kere Elâzığ’a gelmesi için projesi olduğunu ve bu projeyle hasret giderilip ekonominin canlanabileceğini belirtmiş. Ben de projeyi tamamen desteklim. İnşallah gerçekleşir. İlimizin ve özellikle de Harput’un tanınmasına büyük bir katkı sunar. Esnafımıza da faydası olur.

HAFTANIN FOTOĞRAFI: