Bir bayramı daha geride bırakmanın garip hüznünü yaşıyoruz. Ne bayramlar eski bayramlar ne de insanlar eski insanlar…

Eskiden yaşadığımız o bayram atmosferi, bugün yerini anlamsız bir koşuşturmaya, garip bir yaşayış şekline büründürmüş hepimizi…

    Bayramlıklarımız alındımı bizden mutlusu olmazdı şu yeryüzünde, sabahı beklerken yatak başucumuzda bayramlıklarımız, yarın toplayacağımız harçlıkların hesabı kafamızda, tatlı bir uykuya dalıverirdik. Sabah mutfaktan gelen enfes börek kokusu, büyüklerimizin camiden gelince hep beraber oturduğumuz, etrafında nice güzel hatıralarımızın bulunduğu sofra, bayram sofrası ne bereketli idi… ne güzel, ne lezzetli idi… Kurban telaşı, ardından bayramlıklarımızı giydikten sonra, büyüklerimizin ellerini öpme heyecanı tarif edilemez bir mutlulukla bizleri kuşatıyordu…

    Günümüzde ise bu adetlerimizin birçoğu artık kaybolmaya yüz tutmuş vaziyette. Bayram tatilini fırsat bilenler soluğu tatil beldelerinde almaya başladıktan sonra artık bayramların eski havası kaybolmaya başladı. Evlerinde kalan ve bayramı bayram gibi yaşamaya çalışan bir avuç insanımız da artık kaybolan o eski bayram günlerini aramaktalar…

    Neydi bizi bu kadar özümüzden koparan. Bizi biz yapan değerlere ne zaman bu kadar uzak kalmaya başladık. Bir sonraki nesil bayram anısı biriktirmeyecekse, evlatlarına ne anlatacaklar? “Ya biz geçen bayram Antalya’da bilmem hangi otelde çok güzel bir tatil geçirdik. Kurbanımızı da falan marketten kestirip, falan hayır kurumuna bağışladık…”  Söylemleri git gide daha fazla duymaya başlayacağımız bir söz dizisi olamaya başladı fark ediyor musunuz? Nerede aile büyüklerini ziyaret? Nerede kurban etini dağıtmaya gittiğimiz kardeşlerimizin yüzündeki o güzel ifade? Nerede o eski bayramlar? Bu ve buna benzer soruları daha çok soracağız; kimsenin bundan bir şüphesi olmasın. Değerlerimiz avuçlarımızın içinden, parmaklarımızın arasından usulca akıp gidiyor, kayboluyor.

    Bu bayram kurban kesiminde, yine eski bayramlarda biraz daha az gördüğüm, günümüzdeki bayramda daha sık karşılaştığım, toplumumuzdan terk etmesini istediğim; bayrama ve bayramın manasına yakışmayan sahnelere tanık olmak gerçekten çok üzüntü vericiydi…

Kurban kesimi için satın alınan kurbanlıklar, bazı düşüncesiz insanlar tarafından horlanarak ve kaba davranılarak kesime götürülüyordu. Oysa o canlı (kurbanlık); sizi yaratan, sizi yoktan var eden, farkında olduğunuz veya olmadığınız sayısız nimetleri emrinize ve kullanımınıza veren Allah’ınıza adadığınız bir canlıdır. Ona asla hor davranmamanız gerekir. Severek, güzel sözler söyleyerek, onun Allah yolunda bir görev olduğunu hissettirerek davranmalıyız. Zekât verirken sertçe davranmak nasıl olurdu?.. Namaz kılarken surat asıp, oruç tutarken inleyip sızlanmak hoş görünür müydü? Bu güzel ibadeti de en güzel şekilde yerine getirmek, kestiğimiz kurbanın Allah katında daha makbul ve kabul olunacağına olan inancımızı ve ibadet şuurumuzu layıkıyla yerine getirmemizi sağlar.

    Geride bıraktığımız Kurban Bayramının nimetlerinden ve sevabından faydalanmayı; Rabbim umarım hepimize nasip eder. Bayram gibi yaşayacağımız nice bayramları; sağlık, huzur, birlik ve beraberlik içinde yaşayalım. Tüm Türk ve İslam Âlemi’nin geçmiş Kurban Bayramını da bu vesile ile tekrar kutluyorum.