BEREKETİN GÖLGESİNDEKİ EKONOMİK GERÇEKLER

Ramazan ayı, manevi huzurun ve dayanışmanın ön plana çıktığı, paylaşmanın bereketi artırdığı mübarek bir dönem. Ancak son yıllarda bu manevi atmosferin gölgesinde ekonomik sıkıntılar ve zamlar, vatandaşların gündeminden düşmüyor. Sofraların bereketini artırması beklenen bu ayda, fiyat artışları dar gelirli aileler için büyük bir yük oluşturuyor.

GIDA FİYATLARINDAKİ ARTIŞ

Ramazan öncesinde temel gıda ürünlerine yapılan zamlar, her yıl olduğu gibi bu yıl da vatandaşın cebini zorluyor. Özellikle et, süt ürünleri, bakliyat ve sebze fiyatlarında görülen artışlar, dar gelirli aileler için sofraları daha mütevazı hâle getiriyor. Oruç açmak için en çok tercih edilen hurma, pide, süt ve şeker gibi ürünlerdeki fiyat değişimleri ise vatandaşları alternatif çözümler aramaya itiyor.

Marketlerde ve pazarlarda fiyatların yükselmesi, birçok kişiyi 'Bu Ramazan nasıl geçecek?' sorusuyla baş başa bırakıyor. Alım gücünün düşmesi, geçmiş yıllara oranla daha mütevazı sofraların kurulmasına neden olurken, hayırseverlerin ve derneklerin yardımları daha büyük önem kazanıyor.

ESNAF VE ÜRETİCİ DE ŞİKÂYETÇİ

Zamlardan yalnızca tüketici değil, esnaf ve üretici de olumsuz etkileniyor. Artan maliyetler nedeniyle esnaflar, satışlarının düştüğünü dile getirirken, üreticiler ise girdilerin yüksek olması nedeniyle fiyatların artmasının kaçınılmaz olduğunu belirtiyor. Un, maya ve yakıt gibi temel girdilerdeki artış, özellikle fırıncıları zorlarken, Ramazan’ın olmazsa olmazı pidenin fiyatı da gündemden düşmüyor.

Lokantacı esnafı ise Ramazan’da iftar saatlerinde artan yoğunluğa rağmen, maliyetlerin artması nedeniyle eskisi kadar kazanç sağlayamadıklarını belirtiyor. Fiyatların yükselmesi, dışarıda iftar yapmayı tercih edenleri de etkiliyor; birçok kişi iftar menülerinin yüksek fiyatlarından şikâyetçi.

DAYANIŞMA VE ÇÖZÜM ARAYIŞLARI

Bu süreçte belediyeler, hayır kurumları ve sivil toplum kuruluşları, ihtiyaç sahiplerine yardım eli uzatmaya devam ediyor. İftar çadırları, gıda yardımları ve erzak kolileri, Ramazan’ın dayanışma ruhunu ayakta tutmaya çalışıyor. Ancak ekonomik kriz derinleştikçe, bu yardımların ne derece yeterli olduğu da tartışılıyor.

Devletin ve ilgili kurumların fiyat artışlarını denetlemesi, spekülatif zamların önüne geçmesi ve dar gelirli aileleri desteklemesi gerektiği sıkça dile getiriliyor. Ramazan’ın bereketini herkesin hissedebilmesi için yetkililerin gıda fiyatlarına yönelik daha etkili adımlar atması elzem görünüyor.

RAMAZAN BEREKETİNİ KAYBETMEMELİ

Ramazan ayı, birlik ve beraberliğin en güçlü hissedildiği dönemlerden biri. Ancak ekonomik zorluklar, bu ruhun gölgelenmesine neden olmamalı. Üreticinin, esnafın ve vatandaşın mağdur olmaması için zamların kontrol altına alınması, denetimlerin sıkılaştırılması ve destek mekanizmalarının güçlendirilmesi gerekiyor. Aksi takdirde, bereket ayı olarak bilinen Ramazan, birçok aile için zorluk ayına dönüşebilir.

Bu mübarek ayda, yardımlaşma ruhunu canlı tutmak, ihtiyacı olanlara el uzatmak ve sofraları bereketlendirmek, hepimizin sorumluluğu. Dileğimiz, Ramazan’ın sadece manevi değil, ekonomik olarak da bereket getirmesi ve herkesin huzur içinde iftar sofralarına oturabilmesi…