Aslında, yöre halkının hep bildiği ama bir türlü gözle görüp elle dokunamadığı Hazar Gölü’nde bulunan hazinemiz Batık Kent’in Elazığlı Yönetmen Ertuğrul KARSLIOĞLU tarafından ilk kez gerçekleştirilen su altı kamera çekimleriyle görüntülenerek “Fırat’ın Türküsü” adlı yapımla kayıt altına alınmasından çok daha önce yaşananlar, Hüsnü GÜLER’in 1969 Yılı’nda fotoğraf makinasıyla tespit ettiği kalıntılara rağmen, kimseyi 50 yıl önce batık kentin varlığına inandıramadığını ortaya çıkardı…
GAZETE KÜPÜRLERİ…
Gazeteniz TURAN’a o dönem yaşadıklarını anlatan Hüsnü GÜLER, çektiği fotoğraflarla Hazar Gölü’ndeki batık kente başta bürokratlar olmak üzere kimseyi inandıramadığını, Elazığ eski Milletvekili Hayrettin HANAĞASI aracılığıyla Turizm Bakanlığı Yetkilileri’ne ulaşmasına rağmen yine olumlu ve somut bir sonuç alınamadığını belirtti.
Elazığlı Kuyumcu Hamdi YÜCEL’in yeğeni Hüsnü GÜLER, 1969 ile 1974 yılları arasında yaşanan anlattıklarının haber olduğu gazete küpürlerini de hâlâ büyük bir itinayla saklıyor…
Hüsnü GÜLER, o günlerden bahsederken; “1970 yılında Keban Barajı açılmamıştı. Göl, Hazar Santrali Diyarbakır’ı, Maden’i, Elazığ’ı besliyordu. Aşırı yükleme neticesinde gölün suyu 10 metre çekildi. O zaman ben yurtdışındaydım. Türkiye’de Avrupa’dan gelenler renkli resimler çekiyorlardı. Bana haber verildi. Gittik, geçmişte ıspatlı olsun diye o harabelerin üzerine arkadaşı çıkarttım ve resimleri çektim. Ancak Hazar Santrali kapatılıp da Keban Barajı açılınca tekrar dolmaya başladı.”
ŞİRİN ŞEHİR VE MİLLETVEKİLİ HANAĞASI
“Ben ninelerimden dinlemişim. Oradaki Ermeni köyündeki Ermeniler oraya “Şirin Şehir” derlerdi. Ama İran kaynaklarında Şehr-i Şirin olarak geçer. Çünkü Yavuz Sultan Selim dönemine kadar Anadolu’nun bu kısmı Safeviler’in elindeydi. Oranın gerçek ismi Şehr-İ Şirin’dir. Eski Genel Müdürlerden Mustafa Kürklü Hatipler ile bu işin peşine düştük. O bir hayli döküman topladı. Maalesef vefat etti ve kitap haline getiremedi. O dökümanlar ne oldu bilmiyorum. Ben elimdeki resimleri aldım Elazığ Milletvekili Hayrettin HANAĞASI’na götürdüm. Çok ilgilendi. O günkü Kültür ve Turizm Bakanı Nihat KÜRŞAT’ı aradı. Bakan bizzat geldi ve bu müthiş bir şey ilgilenmek lazım dedi. Daha sonra Necmi ONUR’a da haber verdik. Hürriyet Gazetesi yazarı. Bunu çekmek istediler. Ancak o dönem su altı kamerası yoktu. Araştırdılar epey. Tatlı suda mikroorganizmalar çok olduğu için görüntü alınamayacağına kanaat getirdiler. Resimler elimde kaldı, 1973-74 yıllarıydı. 20 yıl sonra TRT’den bir araştırmacı tarafından herkes tarafından bilinen batık kentin su altı çekimleri gerçekleştirildi ve belgesel oldu”
BATIK KENT’İN BİLİNMEYEN HATIRASI
Günümüzde dron çekimleriyle 1.5 km’lik surları bile keşfedildi ama 50 yıl önce batık kentin varlığına inanılmamıştı…
Bunlar da ilginizi çekebilir