Milliyetçi Hareket Partisi Belediye Başkan Adayı Doç.Dr. Murat AYGEN, yaptığı açıklamada “Elazığ maalesef 24 Ocak 2020 tarihinde yaşanan deprem felaketinin ardından hem yerel yönetim hem de ili temsil eden siyasi iradenin sahipsizliği nedeniyle hızlı bir şekilde gettolaşmaya doğru gitmiştir. 4 bin yıllık kadim bir kültür ve medeniyetin temsilcisi bu Aziz Şehrin bu noktaya taşınmasına müsaade etmeyeceğiz. Projelerimiz ve profesyonel kadrolarımızla 31 Mart 2024 tarihinde yeni bir dönemi hep birlikte başlatacağız” dedi.
MHP Elazığ Belediye Başkan adayı Doç.Dr. Murat Aygen, MHP olarak şehri iyi tanıdıklarını, sosyal gurupların talep ve beklentilerine hakim olduklarını, şehrin sosyo, kültürel ve ekonomik kalkınma ve gelişmesi için projelerinin hazır olduğunu belirterek, “Sosyoloji alanında bir çok çalışması olan bir akademisyen olarak bizleri en fazla tedirgin eden hususun şehrimizin maalesef yaşanan deprem felaketinden sonra hızla gettolaşmasıdır. 4 bin yıllık bir medeniyet ve kültürün emanetçileri olan bu şehir ve halkı maalesef yönetemeyen siyasi kadrolar eliyle bu noktaya taşınmıştır. 24 Ocak 2020 Elazığ Merkezli deprem felaketinin ardından süreç doğru yönetilmemiştir. Yerel Yönetim ve dönemin siyasi iradesinin aciz kalması neticesinde alelacele bir şekilde zemin artı 4 kat kısıtı ile İl Merkezimizde yer alan 18 mahallemiz yerinde dönüşümden mahrum kalmış ve bugün kaderine terk edilmiştir. Şehrin bugün belki de en önemli sorunlarının başında gelen bu hususla ilgili olarak MHP Elazığ Milletvekili Sayın Semih Işıkver’in TBMM çatısı altındaki yoğun girişim, temas ve soru önergeleri neticesinde zemin ardı 7 kat olarak yeniden yapılan düzenleme bu mahallelerin yeniden ayağa kalkabilmesi ve binlerce ailenin geleceklerini ipotek altına alarak borçlanmalarını önleyen bir hamle olmuştur. Merkezi hükümetimiz tarafından il merkezi dışına yapılan 25 bin konu elbette bu bölgelerdeki 100 binin üzerindeki vatandaş için güvenli barınma alanı olmuştur. Ama ne yazık ki bir yaşam alanı olamamıştır. Bir mahalle aidiyeti ve kent medeniyet ve kültürü inşa edilememiştir. Bu bölgeler bırakın yaşam alanı olmayı en temel ihtiyaç olan ulaşım, eğitim, sağlık, ticaret gibi bir çok temel ihtiyaçtan bile yoksun kalmıştır. Buraların “Benim Mahallem” projesi ile yeniden bir yaşam alanına dönüştürülebilmesi o bölge insanı ve şehrin geleceği açısından çok değerlidir. Çevre düzenlemeleri, ticaret alanları, çeşmeleri, camileri, okulları, eğitim ve sağlık altyapıları, sosyal donatıları, parkları, spor alanları, her yaş grubu için sosyal aktivitelerin yapılabileceği merkezlerle yaşam alanına dönüştürülmesi ve burada yaşayanların yeniden bir aidiyet ile sahiplenmesi için gelecek 50 hatta 100 yıl olacak şekilde projelendirilmesi lazım. Üçüncü sayfa haberlerine en fazla konu olan gelişmelerin yaşandığı bu bölgeler ekonomik şartların bugünden daha iyi bir noktaya evrilmesi ile birlikte buralardaki bir çok aile yeni yaşam alanları için arayış içine girecek ve bu bölgeler ne yazık ki, suç merkezi ve en değersiz yerleşim yeri olacaktır. Bu büyük tehlikenin makam mevki ve vicdan sahibi herkesin iyi analiz etmesi gerekiyor. Bir akademisyen olarak konu hakkında onlarca çalışması olan bir kardeşiniz olarak konuya dikkat çekmek istiyorum. MHP’nin Üretken Belediyecilik mottosuyla yapacağımız en önemli projelerimizden biri bu bölgeleri gerçek manada yaşam alanına dönüştürerek, oluşabilecek tüm olumsuzlukları ortadan kaldırmak olacaktır. Bunun için tüm ekip arkadaşlarımızla, projelerimizle kararlıyız ve ayaktayız” dedi.