ANKARA AĞIN DERNEĞİNDEYİZ

Ankara’da, Ağın Derneğindeyiz…

Elâzığ’dan Ankara’ya doğru yolumuz uzanıyor. Hemşehrimiz ve akrabamız Mevlüt Öksüzoğlu ile birlikte Yukarı Ayrancı, Hoşdere Caddesi, Akasya Apartmanı No;41/2’de bulunan Ağın Kültür ve Dayanışma Derneğine/ Ankara’daki evimize, sıla-ı rahim yapmak için uğruyoruz. Başkan Ahmet Metin Tözün ile birlikte bir önceki dönemlerde Ağın Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanlığını yapmış bulunan Ahmet Çetin ve Mevlüt Öksüzoğlu ile birlikte gün boyu devam edecek tatlı bir sohbetin esintilerine kendimizi bırakıyoruz. Öyle bir esinti ki, eğitimde, sanatta, kültürde, edebiyatta, musikide ve Ağın ilçemize özgü olarak günümüzde de yaşatılan adet ve geleneklerimiz üzerinde nasıl titrediğimizin aşikâr olduğu gözlemleniyor.

Ağın nerdedir? ‘hasretin düştüğü yerdedir’  Günboyu devam edecek sohbetimizin ana temasında, ‘hasret/ veya özlem’ vardır. O hasretin yüreklerde kor halinde yanan çığlığı?

O çığlığı söz ile ifade etmek elbette ki zordur; ‘Ağın, göç ile umudu dardadır. Yiğidim, feryadın dağlardan aşır’ Elbette ki, ‘her derdin bir devası vardır’ Türkiye’nin dört bir yanında, Ağın İlçemizin esen serin bir havası vardır’ O havadır ki, ‘gurbet ile sıla arasında yol olur’ bizlere…

Başkanların gözleri bizlere, “bir büyük sevdayı yüreğimde taşırım!” dercesine her sözüyle de hamle üstüne hamle yapıyorlardı. O ışıl ışıl yanan gözleri okumaya devam ediyorum; “sevdası, gurbette çiçek açar. Heyhat, baharda güz rüzgârı eser!” Bizim bir türlü alışamadığımız, ‘güz rüzgârlarıdır’

Ağın Kültür ve Dayanışma Derneğinde bir an gözlerim duvardaki resimlere dalıyor. O resimlerde, “84 yılını dolduran bir maziyi okumaya çalışıyorum!”

Ankara Ağın Kültür ve Dayanışma Derneğinin Kuruluş Tarihi, 1940’lara kadar uzanıyor. Aman Allah’ım… Her resimde, bir büyük gayreti, hayreti, azmi, şaşmayan bir iradeyi ve günümüzde de en fazla ihtiyacımız olan, ‘sabır, tahammül ve istikrarı…’ okuyorum.

1940 yılı, A.Vehbi Çoker ile başlayan tarihi yolculuk… O yolculukta, Ağın’dan Ankara’ya doğru yolu uzanan insanımıza ve özellikle de, ‘eğitim amaçlı yardım seferberliği…’ O tarihi seferberlikte yıllar itibariyle de,  Cevat Onay’ın, Dr. Kemal Köseoğlunun, İsmail Ercan’ın,  Muammer Niksarlının, Dr. Vakıf Özkul’un, Ahmet Deviren ’in, Ahmet Çetin’in, Mevlüt Öksüzoğlu’nun, A.Metin Tözün’ün, Ağın İlçemizin sivil hayatına iz bırakan isimlerini gönül alkışlarımızla yâd ediyoruz. Sıklıkla hiç üşenmeden tekrar ederim, Ağın Derneği çatısı altında 84 yıl boyunca “erdemli insandan erdemli topluma…” ulaşan yolda bir büyük mücadele veriliyor.

O mücadelenin armasında, ‘vefa bayrağını…’ okudum. Sizlerle selâm eden, kelâm eden, her Ağınlı hemşehrisi için gönül seferberliği başlatan bir kutlu heyecanı yaşadım… Ağın, Anadolu Coğrafyamın, ‘gönül muallimlerini…’ yetiştirmiştir. İnsanıyla, ‘kadirşinas ve emin duruşuyla…’ ben Ağınlıyım der… Vatan sevdasıyla, ‘huzura giden yolda…’ birlikte yürümenin mutluluğunu yaşamışımdır.

Sohbetimize Yenises Dergisinin Ankara Ofisindeki kadim bir dostu, Cumali Temiz’i davet ediyorum.

Yenises Dergisi, Hasan Bölük Üstadın büyük gayretleriyle 30 yılı aşkındır, her sayısı büyük bir titizlikle

Hazırlanarak Anadolu’ya ışık tutan bir önemli aydın harekâtının sesidir.

Elimde, Ankara Ağın Kültür ve Dayanışma Derneğinin; “Ağın Düşün ve Sanat Dergisinin 2024 yılı Nisan-Haziran Sayısı…”  Üç ayda bir istikrarlı bir şekilde yayın hayatına devam Ağın Düşün ve Sanat Dergisi 38 yıldır yayın hayatını devam ettiriyor.

Ankara, Ağın Kültür ve Dayanışma Derneği, Türkiye’de bir modeldir. Türkiye’nin bilinen ilim adamlarını, mütefekkirlerin, bürokratlarını, iş dünyasını bir araya getirerek çok güçlü bir dayanışma örneği gösteren sivil toplum örgütüdür.

06 Ağustos 2024 tarihi benim açımdan önemli bir gündür… Bir gün boyu, dostlarla birlikte Ağın İlçemizi konuştuk… Ağın İlçesinin hâlihazırda İlçe nüfusu her ne kadar, 3 binler civarında ise de, Türkiye’nin dört bir yanında, “45 bin Ağınlı hemşehrimiz yaşamaktadır!” Türkiye’de, ‘yetişmiş insan gücü olarak da…’ apayrı bir yeri olduğunu söylemek isterim. Şunun da altını çizmeliyim, Elâzığ İlimizde, nüfus oranına göre Çanakkale’de en fazla şehit veren ilçemiz Ağın İlçemizdir. Bir önemli kısa not daha belirtelim, Ağın İlçemizde, “Müderris Hüseyin Efendi’nin öncülüğünde 1880’li tarihlerde Medrese kurulmuştur!” O müderris Hüseyin Efendi ki, Ayasofya Cami’sinde verdiği vaazlarında Sultan 11. Abdülhamit’inde etkilendiğini bilgi olarak paylaşmak isterim.

Ağın günümüzde, “4 incisi ile bilinir; Ağın Leblebisi, Bademi, Ağın Amasya/ Kış Üzümü ve Narı!”

Ağın İlçesinin en büyük sıkıntısı, “Keban Baraj Gölüne 70 km kıyısı olmasına rağmen bir damla sudan bile istifade edememesi…” Yeşil Ağın günümüzde ölümle burun buruna…

Ağın İlçesinden taşınan kurum ve kuruluşlar mutlaka artık geri gelmelidir! Bir turizm bölgesi olarak da dikkatleri üzerine çeken Ağın İlçemizin en önemli üç ana problemi, “ulaşım, lokanta ve otel…”

Ağın İlçemize mutlaka, “pansiyonlu Anadolu Tarım Lisesinin Açılması…” En verimli topraklarını Baraj Gölüne teslim eden Ağın İlçemize vicdanen borçlu olduğumuzu söylemek isterim… 1880 tarihinde, Müderris Hüseyin Efendi Ağın İlçesine, “Medrese Eğitimini getirebiliyor!” Günümüzden 140 yıl önce… Biz, o neslin torunları olarak Ağın İlçemize, “Meslek Yüksek Okulunu…” kazandıramıyoruz! Bu bizim en büyük ayıbımız. Bir ömrünü, 10 binin üzerinde Üniversite Öğrencisine burs vermenin azim ve iradesini taşıyan bir kahraman insan, ‘Türkiye’nin Muhtarı…’ ve de döneminde, “Babıali’nin Ağabeyi…” olarak bildiğimiz merhum Fethi Gemuhluoğlu’nun hatırasına, bir Meslek Yüksek Okulunu Ağın İlçemize niye kazandırmayalım!

Selam ve Muhabbetle.