Ahde Vefa Derneği Elazığ Şubesi’nin Sohbet Toplantıları’nın bu haftaki konuğu TURAN Gazetesi Yazarı Avukat Dr. İrfan SÖNMEZ oldu. Konuşmacı Dr. SÖNMEZ programda 569. Yıl Dönümü’nde 29 Mayıs 1453 Tarihi’nde gerçekleşen İstanbul’un Fethi’ni anlattı…
BAŞKAN ÖZDOĞAN: ‘’İSTANBUL’UN FETHİ TÜRK TARİHİ’NİN ZİRVESİDİR’’
Programın açılışıyla birlikte, konu ve konuşmacının sunumunuyapan Ahde Vefa Derneği Elazığ Şubesi Başkanı Burhanettin ÖZDOĞAN; ‘’Bugün konuşmacımız Avukat Dr. İrfan SÖNMEZ. Öncelikle bizi kırmayıp davetimize icabet ettiği için kendisine derneğimiz adına teşekkür ediyorum. İstanbul’un Fethi’nin 569 Yıl dönümünü kutlayacağız. İstedik ki çağ açıp, çağ kapatan bu büyük fethi ve kutlu askerlerini bir defa daha hatırlayalım. İstanbul’un Fethi, Türk Tarihi’nin zirvesidir. Şimdi o zirveye nasıl vardığımızı Avukat. Dr. İrfan SÖNMEZ’den dinleyeceğiz.” Takdiminde bulundu…
AVUKAT DR İRFAN SÖNMEZ: “İSTANBUL’U RUHSUZ BİR HALE GETİRDİK!..‘’
Av. Dr. İrfan SÖNMEZ, İstanbul’un Fethi konusunda bilinmeyenleri anlatırken, fetih ruhunun yozlaştığınıdile getirdi ve şu ifâdelere verdi…
‘’Biz 1453’te İstanbul’u fethetmişiz. Bize okulda öğretilen Fatih’in askerleri gittiler, kuşattılar ve Bizans’ı yendiler. Biz İstanbul’u kuşattığımız zaman, Bizans ile savaşmak yerine meleklerin cinsiyetini tartıştılar. Aslında realitede böyle bir İstanbul yok. Böyle bir Bizans da yok. Bizanslı bu savaşta sonuna kadar direnmiştir. Cesaretsizlik göstermemişlerdir. Aradan asırlar geçmiş ve 1453 Yılı’nda fethettiğimiz İstanbul ne kadar bizimdir? Biz ne kadar kültürümüz ile inancımız ile İstanbul’dayız, bu tartışılır. İstanbul’u bize emanet edenler, ruhu olan bir şehir bize hediye ettiler. Bir medeniyet şehrini bize hediye ettiler. Biz asırlar sonra İstanbul’u bu hale getirdik. Bizim değerlerimizi harcadık ve İstanbul’u ruhsuz bir hale getirdik. Ormanları yok edilen, ranta kurban edilen, atalarımızın mimari eserlerini bir takım vakıflara peşkeş çekilen, eserlerin yıkılmasına göz yuman, bir zihniyet ile İstanbul Türk’e ve İslam’a yabancı hale getirilmiştir.”
“FATİH’İN ASIL AMACI TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜ SAĞLAMAKTI”
İstanbul’un fethedilmesinin amaçları üzerinde duran İrfan SÖNMEZ, fethin Fatih Sultan Mehmet tarafından gerçekleştirilmesini sağlayan etkenleri vurguladığı konuşmasını şu sözlerle sürdürdü…
“Bir şehirde siz Ahmet, Mehmet diye var olamazsınız, kültürünüz ile var olursunuz. İstanbul’da Türkler’den ve İslam’dan büyük eserler kaldı diyemiyoruz. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetme sebebi sadece bir ayet için miydi? Fatih Sultan Mehmet’in asıl amacı toprak bütünlüğünü sağlamaktı. Devletinin tam ortasında Bizans vardı. Doğu ve Batı’yı birleştirmek için, babasının kendisine bıraktığı sultanlık için, kendisini istemeyenlere ispat ettirme ve zekâsını görmeleri için, Anadolu bütünlülüğü sağlamak için Sultan Mehmet, İstanbul’u fethetti.”
“ÖNCEKİ KUŞATMALARI İNCELEDİ VE BAŞARMANIN YOLUNU ARADI”
“Faaliyetlerine başlarken kendisinden önce İstanbul’a gelen Arap Fatihleri’ni ve Abbasiler’den, Yıldırım Beyazıt’a kadar herkesi inceliyor ve şu sonuca varıyor. Geçmişte İstanbul’u kuşatan herkes karadan kuşatmıştı. İstanbul’u karadan kuşatıp, deniz tarafının boş bırakılması diğer kuşatanları başarısız kılmıştı. Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u hem denizden hem de karadan kuşatmak için 1 sene içerisinde 147 gemilik bir donanma hazırlıyor. Haliç’ten Bizans’ın yardım almaması için Rumeli Hisarı’nı yapıyor. Daha sonra da Marmara Denizi’ne, iki hisar arasına Boğaz Kesen adında demir halatlar çekiyor ve denizden Bizans’a gelecek tüm yardımları engelliyor. Çok akıllıca hareketler yaparak, hem denizde hem de karada ordusunu rahatlatıyor Sultan Mehmet.”
“İNSAN PSİKOLOJİSİNİ BİLEN, KARARLI, İNANÇLI FATİH SULTAN MEHMET!..”
“Aynı zamanda Sultan Mehmet, insan psikolojisini bilen büyük bir dahidir. Sultan Mehmet tüm askerlerini toplayarak Bizans surlarının önüne gelip, ordusunu Bizans’a göstermiştir. Bizans’ta bu olaydan sonra müthiş bir korku başlamıştır. 6 Nisan Cuma günü gemilerin dizilmesiyle kuşatma başlamıştır. Aradan geçen birkaç gün sonra gemilerimiz başarısız olmuştur ve askerlerin morali bozulmuştur. Candaroğlu beyliği de bundan dolayı sert çıkışlar yapmıştır. Bunun ana nedeni de ihanet değildir. Biz İstanbul’u kuşatırsak, haçlılar da başka yerlerden bizi kuşatır ve kayıplar yaşarız diye düşünür. Fakat Fatih Sultan Mehmet pes etmez, binlerce askerin moralinin düzeltilmesi için elinden geleni yapar. Fethin müessir olmasının ana nedeni Fatih Sultan Mehmet’in kararlılığıdır. Dik duruşudur. İnancıdır. Karadan ve Denizden kuşatmalar yapmasıdır. Bu iş sadece fazilet ile olsaydı Eyüp Sultan Hazretleri İstanbul’a geldiği zaman direkt fethederdi İstanbul’u…”
“TABİATIMIZ, KOKUMUZ GEÇMİŞİMİZ KAYBOLDU, İSTANBUL UCUBE BİR KENT OLDU ŞİMDİ!..’’
Av. Dr. İrfan SÖNMEZ,istanbul’un fethi konusundaki anlatımını şu ifâdelerle tamamladı…
“Fatih Sultan Mehmet derinlemesine düşünüp, yaptığı planlar ile 53 günde İstanbul’u almıştır. Fethin son günü İstanbul’da ay tutulması gerçekleşmiştir. Eski bir Bizans inancına göre Ay tutulması yaşanınca İstanbul fethedilecektir düşüncesi vardır. Ve Fethin 53. Günü’nde Ulubatlı Hasan İstanbul’un Surlarına Osmanlı’nın bayrağını dikmiştir. Ulubatlı Hasan ise başına isabet eden bir taş ile şehit düşmüştür. Fatih Sultan Mehmet, Ulubatlı Hasan’ın sancağı diktiğini görmüştür. Ulubatlı Hasan’ın şehit düştüğünü gören Fatih Sultan Mehmet; ‘’Ah Ulubatlım bu İstanbul sana değermiydi?’’ Diyerek askerlerine olan sevgisini ve inancını göstermiştir. Fatih Sultan Mehmet, fethin ardından Bizanslı savaşçıları affetmiştir. Adaleti’ni göstererek Bizanslıları kendisine hayran bırakmıştır. Fakat şimdi İstanbul’a bakınca tarihimizi göremiyoruz. İstanbul’un o köklü tarihi kayboldu. Eski çınar ağaçlarımız, tarihi hamamlarımız yıkıldı. Sokaklarımız, kokularımız kayboldu İstanbul’da. Tabiatımız, kokumuz geçmişimiz kayboldu İstanbul’da. Ucube bir kent oldu şimdi.’’