Elazığ’ın tarihi zenginliklerinden biri olan Maden ilçesindeki 232 yıllık Cami-i Kebir, restorasyon kararının alınmasının üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen kaderine terk edilmiş durumda. Bölge halkı, tarihi yapının, sorumsuz ve denetimsiz madencilik faaliyetleri nedeniyle ihmal edildiğini belirtiyor. Yurttaşlar, kültür varlıkları için bütçede yeterli kaynak ayrılmamasına tepki gösterirken, madencilik şirketlerinin bölgede yol açtığı tahribata dikkat çekiyor.
CAMİ-İ KEBİR’İN TARİHİ HİKAYESİ...
1792 yılında inşa edilen Cami-i Kebir, Osmanlı mimarisinin zarafetini yansıtan yapısıyla Maden’in tarihine tanıklık ediyor. Caminin minaresi ise 1899 yılında eklenmiş. 15 Eylül 2010 tarihinde “1. grup korunması gereken kültür varlığı” olarak tescillenen bu tarihi eser, bölge halkının belleğinde ve gönlünde derin bir yer edindi. Ancak 2014 yılında alınan restorasyon kararına rağmen herhangi bir somut adım atılmadı.
MADENCİLİK FAALİYETLERİ VE “AFET RİSKİ”
2019 yılı, Cami-i Kebir Mahallesi sakinleri için bir dönüm noktası oldu. Bölgedeki madencilik faaliyetleri, mahallenin “afet riski” taşıdığı gerekçesiyle tamamen boşaltılmasına neden oldu. Yöre halkı, bu durumun doğal afetlerden ziyade madencilik şirketlerinin sorumsuz çalışmaları sonucu oluştuğunu savunuyor.
BAKANLIK SORULARA CEVAP VERDİ
Cami-i Kebir’in durumu, son olarak Meclis gündemine taşındı. Emek Partisi (EMEP) Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, 5 Haziran 2024 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a bir soru önergesi sunarak restorasyonun neden başlamadığını sordu. Bakanlıktan gelen 13 Kasım 2024 tarihli yanıtta, “Söz konusu alanın afet bölgesi ilan edilmesi nedeniyle restorasyon çalışmalarına başlanamamıştır” denildi.
Benzer bir önergeyi HÜDA PAR Mersin Milletvekili Faruk Dinç de 3 Temmuz 2024 tarihinde sundu. Bakanlık, bu kez restorasyonun 2025 yılı yatırım programında değerlendirileceğini düşünüldüğünü ifade etti. Ancak bu açıklamalar, restorasyon bekleyen Cami-i Kebir’in daha ne kadar süre bekletileceği sorusuna net bir yanıt oluşturmadı.
“TARİHİ YAPILAR ŞİRKETLERE KURBAN EDİLİYOR”
Maden halkı, bölgede yürütülen madencilik faaliyetlerinin yalnızca doğayı değil, aynı zamanda tarihi ve kültürel mirası da tehdit ettiğini vurguluyor. İlçe sakinlerinden Şaban Yürekli, Cami-i Kebir’in restorasyonu için CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol ile görüştüklerini ve kendisinin, 22 Kasım 2024 Cuma günü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yapılacak Kültür ve Turizm Bakanlığı Bütçe Görüşmeleri’nde konuyla ilgili söz alacağını ilettiğini belirtti. Yürekli, başta Elazığ milletvekilleri olmak üzere tüm milletvekillerini göreve davet ederek, “Madenliler olarak bir an önce restorasyon işleminin başlamasını talep ediyoruz. Camimizin restorasyonu ile birlikte yeni bir kent meydanı oluşturulmasını, ilçemizin tarihi dokusunun korunmasını ve bir şirketin çıkarlarına kurban edilmemesini istiyoruz” dedi.
HALKIN TALEBİ: RESTORASYON İÇİN BÜTÇE AYRILSIN
Maden sakinleri, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülecek olan Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesinden Cami-i Kebir için de kaynak ayrılmasını talep ediyor. Yurttaşlar, milletvekillerinden sorumluluk almalarını ve tarihi yapının kurtarılması için harekete geçmelerini istiyor.
MADEN’İN SESİ DUYULACAK MI?...
Tarihi Cami-i Kebir, sadece Maden’in değil, Türkiye’nin ortak kültür mirası. Ancak bu miras, ihmal ve rant uğruna yok olmanın eşiğine gelmiş durumda. Yurttaşlar, bu sürecin daha fazla uzatılmaması için mücadelelerini sürdüreceklerini belirtiyor.
Maden halkının çağrısı net: “Cami-i Kebir restorasyonu bir an önce başlamalı ve ilçemiz tarihine sahip çıkılmalı.”